Sevgili Günlük- Mevlid Kandili Hakkında...
Posted 05:23 by sesiber in Etiketler: blog, din, günlük, kandil, kutlama, siyaset, yaşamYaklaşık 17-18 yıl önce kadar (uff ne çok olmuş) fakülteye giderken Ankara Beşevler civarındaki otobüs duraklarında Kutlu Doğum Haftasıyla ilgili afişler görürdüm. Nedir bu diye anlayana kadar uzun süre geçti. Çok ta üzerinde durmadım açıkçası. Zaten anlayana kadar ya afişler kalkıyor ya da yerine yenileri yapışıyordu. Neredeyse 5-6 yıl önce öğrendim anlamını ve yuhh dedim kendime. Noeli kendimi bildim bileli bilirim de kendi Peygamberimizin doğum haftası kutlamalarından bu kadar geç haberim olmasına çok şaşırdım ve üzüldüm. Şimdi neredeyse bir ay önceden çeşitli hazırlıklar yapılıyor, broşürler dağıtlıyor haberimiz oluyor. Hııı diyorum Hz. Muhammed' imizin doğum günü yaklaşıyor.
Sanılmasın ki, dine soğuk bakan ya da dinini yaşamayan bir ailede büyüdüm. Çok ileri görüşlü bir o kadar da dinin gereklerini kendince, gösterişsizce yaşayan, yapmasa da yapılması gerekeni bilen ve öğreten bir annem ve babam var. Buna rağmen annem Salavatın ne olduğunu 3 yıl kadar önce tesadüfen bana sorarak öğrendi. Çok şaşırmıştım. Aaaa annem daha Salavatın ne olduğunu bilmiyor diye... Bilmiyor derken, cümleyi biliyor ama onun Salavat olduğunu bilmiyormuş. Tekbirle ikisini karıştırmış. Bu gün ve gece Peygamberimize Salavat getirmek çok kıymetliymiş , günü iyi değerlendirelim arkadaşlar.
Hristiyanların ya da Yahudilerin dini inançlarını özgürce yaşamalarına, filmlerinde bu yaşamdan kesitler görmeye öyle alıştık ki, hatta imrendim zaman zaman. Şükran günü hindili yemeklerini, pazar ayinlerini, vaftiz törenlerini, bar mitzahlarını filmlerden, kitaplardan farkında olmadan öğrendim. Giyinip süslenip kiliseye gidişelerini, dini günlerini hediyeleşerek, güzel yemekler yapıp, özel sofralar kurarak yaşayışlarını imrenerek izledim hep.
Bizde bir Türk filminin içinde benzer bir durum geçmesi için dini filmler kategorisine girmesi gerekiyor çoğu zaman ya da dini film değilse genelde din konusu, imam, camii, namaz vs... genelde inananlarla alay etmek amaçlı kullanılıyor senaristler tarafından. Kendimize bu kadar yabancıyız yani ve yabancılaştırılmışız. Utandırılmışız. Din konusunda her konuşanı inanan değil yobaz dinci kategorisine almışız. Öyleleri de yok değil ama önyargıları kırmak gerek. Bugün insanlarımızın yüzde olarak çoğunluğu din adına oy toplayan partilerin arkasına takılıp hiçbirşey düşünmeden gidiyorsa, bunun sebebini de din elden gidiyor korkusuna bağlıyorum ben. Dinci partiler başı açık kadınları özellikle üst yönetimlere getirip, bakın biz moderniz imajı vermeye çalışıyorlar. Yine sol partiler kendilerinden beklenmeyen bir şekilde dindar! ve din koruyucusu oluverdiler birden ne hikmetse... Bu halk bundan anlar nasılsa diye düşündüler sanırım ama biraz abarttılar. Dolayısıyla insanlar dış görünüşleriyle değerlendirilmeye başlandılar. Dindar veya dinsiz diye. Tesettürlüler başı açıklara, başı açıklar tesettürlülere ters ters bakar oldular. Şimdi bir ılımlı İslam zemini hazırlanmaya çalışılıyor sağ-sol siyaset platformunda. İş işten geçti mi geçmedi mi bunu zaman gösterecek. Kaldı ki; gerçek İslam anlayışı zaten çok güzel ve ılımlı...
Bizim inanıyor görünen kesimin, en azından gözde yıllardır kötü bir imaj bırakacak büyük çoğunluğuna baktığımda gördüğüm malesef şu; camiye gidersiniz ayak kokusu, boğaz temizleyen, hak huk yere tüküren, ter kokan, yırtık çoraplı, dağınık üst-başlı adamlar. Kadınlar kapanmak için ne bulduysa örtmüş gibi, renk uyumu yok, estetik yok, bakınca temiz olduğundan şüphelenecek kadar paspal, etekleri yolun bütün pisliğini süpürür, sonra o pislikle evlerine girip namaz kılarlar. Yine namaza dururken aynı şekilde ne bulduysa kapansın diye uğraşıp, yahu ben Allah'ın huzuruna duruyorum, şöyle temiz, güzel ve uyumlu giyineyim, bana verdiği nimetleri üzerimde görsün demez. Kadınlar, erkekler her fırsatta eş-dost ne varsa dedikodularını yapar, haklarını yer, aralarını bozar, çalar,çırpar, metres tutar, eşine-çocuğuna kötü davranır. Dua eder, okuduğu duanın ne anlama geldiğini bilmez. Acayip tarikatlara girer, kolundaki bileziklerini sıyırıp ne idüğü belirsiz insanlara bağışlayıp vicdanını rahatlatır. O tarikat şeyhlerinin adını Hz. Muhammed'den daha çok ve sık duyarsınız ağızlarından. Sıra dine gelince atıp tutar, kimseye laf söyletmez. Gösterişte dini yaşar, onun için cennet garantidir artık. O kıçı-başı açıklar duruken o mu yanacaktır cehennemde hıh. Bunlar bizzat yaşadığım, gördüğüm şeyler arkadaşlar.
Bu arada şu ana kadar yazdıklarıma baktım da; "ben kandil kutlayacaktım sahi", dedim. Ne kadar doluymuşum:)
Bu arada ben Mevlid Kandili' nin bugün olduğunu dün akşam üzeri öğrendim. Şu anda düşünüyorum irmik helvası mı yapsam lokma mı diye:) İbadet kısmını geç vakte bırakmayı düşünüyorum. Aslında toplu halde ve aynı saatte yapılan duaların daha makbul olacağını düşünüyorum. Bir dahakine organize olsak ta aynı saatte duaya otursak mı arkadaşlar, ne dersiniz?
Hepinizin Mevlid Kandil'ini kutluyorum, dualarımızın kabulünü tüm kalbimle diliyorum.
Bir de Kadınlar Günümüz vardı sahi... "Kadın derya-deniz bir düne sığmaz sevginiz" (Şu anda yazıverdim, alıntı falan değil, bugün yazar ve düşünür günümdeyim, craft insanı değilim şu an için ona göre:)...) diyor yine de günümüzü kutluyorum.
8 comment(s) to... “Sevgili Günlük- Mevlid Kandili Hakkında...”
8 yorum:
kandilin mübarek olsun canım biz ailemizde gayet geleneksel yaşarız bu günleri ama şu çevrede olan dincilerden olduğumuz için değil de bu konu üzerinde uzun uzun konuşmak ister ben de kısa yoldan kandilini kutlayıp kaçayım
Sibel Ablacım senin ve ailenin kandili mübarek olsun.. Sevgiler...
bu konnuda aynı fikirlere sahibiz.yazdıklarının hepsine katılıyorum.inşallah arada bir yazar düşşünür yazılarının tekrarını buluruz.ayrıca organize olma fikri süper.öbür kandilde yapalım inşallah.
ah ah...
inşallah biz çocuklarımıza her şeyin en güzelini ve dinimizi öğretebiliriz.
Gececim çok isterim bu konuda uzun uzun konuşmak,
Pelin sağol canım, bilmukabele...
3prenses çok düşünürüm aslında ama az yazıyorum. İçimden geldikçe işte:)
Miray amin diyorum tüm kalbimle.
sesiciğim güzel,çok güzel yazmışsın.
memleket üzerinde bir çokbölme amaçlı oyun denendi tutmadı.son kozu oynadılar oynuyorlar çok şükür ki o da tutmayacak gibi görünüyor.
bir ara ciddi endişeleniyordum açık -kapalı oyunu tutacak diye
ilginç bir yapımız var balık hafıamız ara sıra işe yarıyor.
geçmiş kandilin kutlu olsun
ben yine ihmal ettim yazmayı
Nalan ablacım evet o balık hafızamız bu konuda işe yarar umarım...
Kadınların yerlere sürünen sokak kıyafeti ile evde namaz kıldığına şahit olmuşsunuz. Yanlış yapıyorlar. İslam dininde çarşaf kıyafetini ilk giyenler peygamber efendimizin ailesinden ve sahabelerden hanımlardı. Çarşaf gerçekte sadece dışarıda giyilir, evde çıkarılır. Ev içi tesettürü ayrıdır. Bunları o dindar kadınlara öğretmek gerekiyor. Namazda temizlik ve dediğiniz gibi Allahın huzurunda olma bilinci ile derli toplu giyinmiş olmak şarttır.
Yorum Gönder